toll …

  1. Verb …in işlemesini durdurmak
(ağır ağır ve sürekli) çan çalmak.
(saat) vurmak, çalmak.
(ağır ağır çan çalarak) ölümü ilân etmek.
matem çanı çalmak.
çan çalarak çağırmak.
tole ile ayni anlama gelir. celbetmek, cezbetmek, kendine çekmek, avı cezbedecek hareketler yapmak.
çan çalma.
çan sesi.
geçmelik, geçiş vergisi, köprü/yol parası, müruriye.
toll bar: geçmelik ödeme kapısı.
toll
bridge: ücretle geçilen köprü.
toll collector: geçmelik toplayan kimse.
toll highway/road: geçiş ücreti alınan yol.
şehirler arası telefon ücreti.
toll call: şehirlerarası telefon konuşması.
toll line/trunk:
şehirlerarası telefon hattı.
giriş/duhuliye ücreti.
geçiş parası alma hakkı.
değirmen payı/hakkı.
(bir felakette) zayiat/hasar miktarı.
death toll: ölü sayısı.
Fire took a heavy toll: Yangın
büyük mal ve can kaybına sebep oldu.
The toll was 60 persons dead and 73 missing.
geçmelik/geçiş ücreti vb. almak.